HOME
|
DD
All
Tag
Groups
Search!
Cirak
— Yagmur Bolum 07
Published:
2005-05-25 14:57:22 +0000 UTC
; Views:
209
; Favourites:
0
; Downloads:
1
Redirect to original
Description
Piraas her zaman oldugu gibi erkenden kalkti. Camin onunde ellerini yukari kaldirip esnedi, yeni dogan gunes yuzune vurunca da hayatindan memnun bir sekilde gulumsedi. Yapacak pek bir isi yoktu, o yuzden acele etmeden giyinip kucuk adimlarla asagi indi. Vicky yerine baska bir kiz hanin yerlerini siliyordu. Piraas’i gorunce kiz yerinden hopladi, daha once hic bu kadar kisa boylu bir adamla karsilasmamisti. Piraas “Musterileri hep boyle mi karsilarsin?” diye sorarken yuzundeki gulumseme kizin kendini daha rahat hissetmesini sagladi ve o da gulumseyerek mahcupca karsilik verdi “Ozur dilerim bayim, ben sadece daha once... sizin kadar... ‘kisa’ birisiyle karsilasmamistim ve genel olarak musterilerimiz bu kadar erken kalkmaz, o yuzden sasirdim”.
“Sorun degil ama kendini affettirmek icin bana guzel bir kahvalti hazirlarsan sevinirim, Vicky bana bunun ucrete dahil oldugunu soylemisti. Suradaki masaya oturmamda bir sakinca var mi?”
“Hayir bayim oralari temizledim ve geri kalani temizlemeden once de size kahvalti hazirlayabilirim sanirim, zaten cogu sey hazir, kahvaltilarimizin guzelligi herkes tarafindan bilinmektedir bu yuzden her sabah ilk is onlari hazirlarim. Digerlerinin inmesi icin daha vakit var. Bana ihtiyaciniz olursa mutfakta olacagim, Addi diye seslenmeniz yeterli.”
*Ne geveze bir kiz* diye dusunen Piraas;
“Tesekkur ederim Addi ve bu kadar methettikten sonra getirecegin seylerin bende nasil merak uyandirdigini bilemezsin, dort gozle seni bekliyorum.”
Kiz tum dislerini ortaya cikaracak sekilde gulumseyerek, elindeki bezi kovanin icine attiktan sonra ellerini onlugune kurularken mutfaga dogru hizlica ilerledi ve sonra gozden kayboldu. Piraas da isaret ettigi masaya oturup beklemeye basladi, aksamki firtina geldigi gibi ani bir sekilde gitmisti. Sanki hic olmamis gibi. Yagmurun geride biraktigi tek iz islak cimen kokusuydu, Piraas da bu kokuyu olanca gucuyle icine cekti ve mutfaktan gelen kucuk tikirtilari dinlemeye devam etti.
Arada disaridan gelen inek sesleri ve tavuk bagirtilari kendisini nasil bir kahvalti sofrasinin bekledigi konusunda ona ip uclari veriyordu, sonunda kiz elinde kocaman bir tabak ve uzerinde dumani tuten bir kupa ile geldiginde bekledigi sut ve yumurtanin yaninda kizarmis ince domuz etini de gorunce memnuniyeti iyice artti. Uzun zamandir yedigi en guzel kahvalti olacakti, kiza tesekkur etti ve elindekileri masaya koymasina yardim ettikten sonra da derin bir soluk alip yemege basladi. Hizmetci kiz, arada nefes almasini hatirlattiktan sonra isine geri dondu, hala hayatindan memnun bir sekilde gulumsuyordu.
Piraas’in, tabagindaki her seyi silip supurmesi fazla zamanini almadi. Yemegini bitirdiginde ortaligin hala sessiz oldugunu gorunce disariya cikip biraz dolasmanin kendisine iyi gelecegini dusundu.
Dagin yamacinda yukselen kule haricinde olagan bir kasabaydi. Aslina bakarsaniz kasabadan cok bir koy sayilacak kadar kucuktu ve cogu kisi, Yûkhâlan’nin kulesinin bu kadar yakininda yasayan insanlar oldugunu bile bilmezdi.
Her ne kadar gunes olsa da hava insanin icini urpertmeye yetecek kadar soguktu ve Piraas bos sokaklarda ilginc hicbir sey goremeyince sikilip biraz daha ormanlik alana, kuleye dogru ilerledi. Kuleye yaklastikca nadir bulunan bitki parcalarina rastliyor ve onlari ceplerinin birinden cikardigi, altindan yapilmis kucuk oragi kullanarak itinayla kesip, yine iclerdeki ceplerine yerlestiriyordu. Bu ise kendini o kadar kaptirmisti ki havanin karardiginin farkina bile varmadi. Sonunda yaptigi isten basini kaldirip arkasina baktiginda geldigi kucuk patikayi zorlukla secebildigini fark etti *Bos dolasma zamanini coktan gecirmisim* diye dusunurken icini yine kocaman bir sikinti kapladi.
Cevresindeki tek isik kulenin kapisini aydinlatan kucuk lambadan geliyordu, karanlikta kulenin ne kadar da kasvetli oldugunu dusunurken, biraz ileride hafifce parlayan bir cicek gordu. Kelimenin tam anlamiyla nefesi kesilmisti ve onu almak icin yerde emekleyerek ilerledi, tum benligi o cicegi almasini soyluyordu ama guzelligi karsisinda buyulenen gnome, kendini uzun sayilabilecek bir sure cicege bakmaktan alikoyamadi. Sonunda altindan oragi cicegin dibine yaklastirdi ve ustaca bir hamleyle cicegi topraktan ayirdi. Cicegin yaydigi isik yavasca solarken Piraas da onu iclerdeki ceplerinden birine koydu. Kulenin isiginin altinda o mavi sacli guzel kizi gordugunde, yine kafasindaki her seyi unuttu ve ona odaklandi.
Kizin etrafinda 5 tane zirhli adam vardi ve hepsi acele icinde gozukuyordu. Piraas her zamanki gibi merakinin esiri olup yerde surunerek daha iyi bir gorus acisi yakalamaya calisti, elf kizinin basi dertte gibiydi. iyice yaklasip olanlari izleyebilecegi bir noktaya vardiginda sirtinda o tanidik metal soguklugunu hissetti ve donup kaldi.
“Burada ne yapiyorsun bakalim kucuk adam?”
Related content
[ TEXT ]
Cirak - Orman ve Periler
Cirak - Reading
Cirak - Shack
Cirak - First time of an Oiran
Cirak - learn
Cirak - At ciftligi 03
Cirak - Breton Knight
Cirak - Lake
Cirak - Seven Lakes I
Cirak - 20
Comments:
1
Vanalgah
[2006-03-08 12:03:32 +0000 UTC]
👍: 0 ⏩: 0