HOME | DD

Description
SAYIKLAMALAR.

Bir başlangıcı yok yaşam gibi, biz ne zaman var olmuşsak, oradan başlar zaman ve yaşama anlamlar vermek. Ve kelimelerin arasında gizlidir. Yüzler ve aynalarda kalan izler taşır yokluğun içinde tüm sevmeleri.

Ağaç dallarına yetim ve evsiz kuşlara yuva yapmayı öğretelim çocuklarımıza. Kuşlar gagalarında, bizler yüreklerimizde taşıyalım eylülün sararttığı kuru otları. Çamurdan adam yapmayı bilsin bebeler. Sonra ev yapsınlar. Baraj kurar mı şimdiki bebeler bilmem. Yağmur yağdıktan sonra akarken yaşam, çamurlar içinde gecekondu çocukları. Olmamış meyve hırsızı ben. Çalı cebime sığdırmaya çalıştığım oncasını alan ceplerim, şimdi neden sığdıramadığımı düşünüyorum, yare dokunamadığım ellerimi. Ceplerim ihanette. Ellerim bağışla beni, sevgili tutacak birazdan yüreğiyle. Ve dilime ezgiler doluşacak.
Bir şiir anımsıyorum birden!

Dalı gitmişsin yüzünde hüzün,
Işığında devrimin çocukları kitap okuyor.
Tutuklu kaldıkları zamanın
Sarhoş yaramazları
Dalı gidişine ağlıyor.

İç dedi elinde şarabı göstererek, yaren dost arkadaş, yoldaş sefa bulur.
Kim bilir ki aşkın kadrini, bir bardak şarap tüm dertlere deva buldurur.

İçli bir ezgide yıkarsın her gece düşlerinin kirlenmişliğini, yıkarsın, yıkılırsın gecelerde. Bilmezler soluğu ile ezgiler çalarken her verişlerinde senden gelen nağmeleri. Taşırsın kentlerin en karanlığına, dağların şafak kokan aydınlığını. Dalarsın, dağlarsın kentlerin kuytusuna düşmüş acıları. Bir yapraksın, sonbaharda direnen rüzgarlara. Oysa!

Fukaralığa bakmaz varsa yürekte sevişme hırsı,
Ninnisini özleyen anne,
Ağlar dağlar başında kendi başını dağlar.
Irmaklarca coşan yüreğinde tutuklu kalmış özlemimim.
Ne zaman biteceğini düşünürsün.
Gelecektir berrak sularında yıkanırken kentler bahar yağmurlarıyla.,
Yüreğini, suya düşüreceği ihanetin gecesi
Bir gün ama bir gün mutlaka,
Sana akacaktır soyumun yegane adresi...

merhaba... Kaçkarlar-ARTVİN

Description
SAYIKLAMALAR.

Bir başlangıcı yok yaşam gibi, biz ne zaman var olmuşsak, oradan başlar zaman ve yaşama anlamlar vermek. Ve kelimelerin arasında gizlidir. Yüzler ve aynalarda kalan izler taşır yokluğun içinde tüm sevmeleri.

Ağaç dallarına yetim ve evsiz kuşlara yuva yapmayı öğretelim çocuklarımıza. Kuşlar gagalarında, bizler yüreklerimizde taşıyalım eylülün sararttığı kuru otları. Çamurdan adam yapmayı bilsin bebeler. Sonra ev yapsınlar. Baraj kurar mı şimdiki bebeler bilmem. Yağmur yağdıktan sonra akarken yaşam, çamurlar içinde gecekondu çocukları. Olmamış meyve hırsızı ben. Çalı cebime sığdırmaya çalıştığım oncasını alan ceplerim, şimdi neden sığdıramadığımı düşünüyorum, yare dokunamadığım ellerimi. Ceplerim ihanette. Ellerim bağışla beni, sevgili tutacak birazdan yüreğiyle. Ve dilime ezgiler doluşacak.
Bir şiir anımsıyorum birden!

Dalı gitmişsin yüzünde hüzün,
Işığında devrimin çocukları kitap okuyor.
Tutuklu kaldıkları zamanın
Sarhoş yaramazları
Dalı gidişine ağlıyor.

İç dedi elinde şarabı göstererek, yaren dost arkadaş, yoldaş sefa bulur.
Kim bilir ki aşkın kadrini, bir bardak şarap tüm dertlere deva buldurur.

İçli bir ezgide yıkarsın her gece düşlerinin kirlenmişliğini, yıkarsın, yıkılırsın gecelerde. Bilmezler soluğu ile ezgiler çalarken her verişlerinde senden gelen nağmeleri. Taşırsın kentlerin en karanlığına, dağların şafak kokan aydınlığını. Dalarsın, dağlarsın kentlerin kuytusuna düşmüş acıları. Bir yapraksın, sonbaharda direnen rüzgarlara. Oysa!

Fukaralığa bakmaz varsa yürekte sevişme hırsı,
Ninnisini özleyen anne,
Ağlar dağlar başında kendi başını dağlar.
Irmaklarca coşan yüreğinde tutuklu kalmış özlemimim.
Ne zaman biteceğini düşünürsün.
Gelecektir berrak sularında yıkanırken kentler bahar yağmurlarıyla.,
Yüreğini, suya düşüreceği ihanetin gecesi
Bir gün ama bir gün mutlaka,
Sana akacaktır soyumun yegane adresi...

merhaba... Kaçkarlar-ARTVİN