HOME | DD

Description
Up on the hills
here
and there
fires were ablaze.
And the stars were so bright, so placid
the man wearing a serge cap
had faith in lovely, tranquil days
though he didn’t know how or when they would come.
Standing there with his smiling mustache by his mauser,
he suddenly saw the Commander-in-chief
five steps to the right,
with his generals behind him.
He asked what time is it,
The generals said “3 a.m.”
He had the looks of a blond wolf,
with glaring, glittering eyes.
He took steps right to the edge of the precipice,
bent down, came to halt.
Had they let him,
bouncing on his slender long legs
and gliding like a star falling in the dark,
he would have leapt from that mighty hill
all the way down to the Afyon plain.

-Nazım Hikmet Ran-

Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.

-Nazım Hikmet Ran-

Original size: 62x78cm

My other work: [link]

DA groups
------------

Description
Up on the hills
here
and there
fires were ablaze.
And the stars were so bright, so placid
the man wearing a serge cap
had faith in lovely, tranquil days
though he didn’t know how or when they would come.
Standing there with his smiling mustache by his mauser,
he suddenly saw the Commander-in-chief
five steps to the right,
with his generals behind him.
He asked what time is it,
The generals said “3 a.m.”
He had the looks of a blond wolf,
with glaring, glittering eyes.
He took steps right to the edge of the precipice,
bent down, came to halt.
Had they let him,
bouncing on his slender long legs
and gliding like a star falling in the dark,
he would have leapt from that mighty hill
all the way down to the Afyon plain.

-Nazım Hikmet Ran-

Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.

-Nazım Hikmet Ran-

Original size: 62x78cm

My other work: [link]

DA groups
------------